15 Ocak 2011 Cumartesi

sınıf 2010

2010 yılının sınıf fotoğrafını çekelim dedik .ders bedendi ve çocukları objektifin karşısına aldık.



ramazanımızdan bir hikaye.ramazan çocukken üzerine birisi traktör sürmüş ve korkutmuş.o da biraz sessiz büyümüş yayla köylerinden bekçilerde.bizim okulun ana sınıfına kaydı yapılınca bir yıl boyunca sınıfa katamadık. sadece canı istediğinde sınıfa girerdi.bazen ana sınıfı öğretmenine ağzına geleni söylerdi.birinci sınıfa başlayınca ramazanla uğraşma sırası bana gelmişti.mehmet erbille epey bir dil döküp önünden kaçıp sınıfa girmeye ikna edebildik.artık sınıfımızın en efendi öğrencilerinden ramazan.



rıdvanımız sınıfın lideri.arkadaşları onu sürekli başkan seçiyorlar.daha okula başlamadan türkçe ve arapça metinleri okuyabiliyordu.




ademin ağabeyini de ben okutup beşten mezun etmiştim.uzun bir süre ademe ramazan diye hitap ettim ağabeyini hatırlattığı için.







mertcan...gözlerinden zeka fışkıran bu çocuk verilen tüm test sorularını çok kısa bir sürede cevaplayınca getir inceleyeyim dedim.tüm sorular full.kerata meğer cevap anahtarından yapmış hepsini.





yunus emre sınıfın gülü.yine birinci sınıftan bir hatıra:
okulun daha ilk ayları.ekim ya da kasım.aşıcılar bizim okula geldi.çocuklara aşıcıları görmeden aşının faydalarını anlatıyorum.biraz acıyabileceğini ancak buna dayanabileceklerini söyleyerek onları cesaretlendiriyorum.çoğu zaman çocuklar zevkle, korkusuzca aşılarını vurduruyor.
ancak biz daha aşının faydalarını anlatmadan yunus emre kayboldu.öte yunus emre, beri yunus emre.yunus yok.ailesini aradık, eve gitmemiş.akrabalarını aradık yok.en son dördüncü derse doğru çıkageldi yunusumuz.meğer daha sağlık ocağının arabası kapıdan girer girmez ipi kırmış, tabanları yağlamış yunus.okulun arka tarafına kaçmış ve su değirmeninin harabeleri arasından izlemiş hemşirelerin gidişini.ancak o zaman çıkıp gelmiş.daha sonra ailesi giderek aşılattı sağlık ocağında.







üç yaramaz kız.
okullarda performans ve proje ödevleri vardır.proje ödevleri yılda bir dersten, performans ödevleri ise her dönem her dersten verilir.performans ödevleri bizim zamanımızdaki dönem ödevlerine benziyor.dönem ödevlerinden yüksek not alanların ders notu da bir not yükselirdi.dönem ödevi için ilçeye gidilir, halk kütüphanesinden fotokopiler çekilirdi.yazın güzelse, ödevin düzgünse alırdın onu.sahi o zaman notlar da onluk sistemdi.
şimdi çocuklara ara ara araştırma ödevi veriyorum.herhangi bir soru soruyorum ve cevabı sınıftan alamazsam bu konuyu araştırın diyorum.cevabı bulanlar bir kağıda yazıp bana getiriyorlar.işte böyle bir ödevdi:dedim ki, adamın birisi ben halepteyken dokuz arşın atlardım diye böbürlenip dururmuş.bunu duyan insanlar da "..................ordaysa, ...............burda."demişler.bu atasözünü bulup gelin dedim.







sınıfın iki goncası Seher ve Hale.sıra arkadaşı bu ikisi.hale yazmış getirmiş atasözünü:" Halep ordaysa arşın burda."
daha sonra seher getirdi atasözünü.sıra arkadaşı olunca büyük ihtimal arkadaşına bakan seher:"Hale ordaysa arşın burda." yazmış.
çocukluğumda babam çarşı içine pazar kurardı.urgan iplerini satarken "halepten şama kadar ipler." derdi.demek ki eskiden haleple şam bizim kültürümüzün bir parçasıymış ve halk içinde bu söz yer etmiş.








1 yorum:

Unknown dedi ki...

maaşallh hepsi birbirinden tatlı